Kendine Zaman Tanı
Üniversiteye başlamak yeni insanlarla paylaşacağınız yeni bir yaşam biçimine adım atmaktır. Hayattaki her geçiş dönemi gibi üniversiteye başlamak da insan da heyecan ve kaygı uyandırır.
Tanıdık yerlerdeki destek kaynaklarınızdan uzaklaşmak kaygınızıarttırabilir. Üniversiteye başlarken iki önemli hususu bilmek de fayda var; İlk olarak eski insanlar, ortamlar ve durumlardan ayrılmak ikincisi ise yeni insanlar, ortamlar ve durumlara alışmak.
Yeni insanlar, yeni okul düzeni ve yeni derslerle tanışmak zor gelebileceği gibi bu durum çok da doğaldır. Özellikle ilk aylarda yoğun duygular (stres, kaygı, endişe, korku...) yaşanabilir, bu geçici bir dönemdir. Ancak bu dönemin geçici olmasını sağlayabilmek için duygu, düşünce ve davranışlarınızı üniversite yaşamına uyum sağlamak için uygun şekilde kullanabildiğinizde gerçekleşecektir.
Unutmamanız gereken iki husus var :
Hayatınızı olumsuz etkileyecek alışkanlıklardan uzak durun : İçinde bulunduğunuz durum/durumlar ile baş etmek için; sigara, alkol, madde kullanımının mevcut durumlar ile baş etme noktasında olumlu etkilerinin olmayacağını kendinize hatırlatın. Ek olarak; durum/durumlar ile baş etmek için başvurulan diğer yollardan biri ise internet/oyun bağımlılığıdır. Bu noktada gündelik yaşamdaki görev ve sorumluluklarınızı aksatıp aksatmadığınıza dikkat etmelisiniz.
Akademik/mesleki başarılarınızın peşinden gidin : Derslerinize özenle katılmak ve sorumluluklarınızın farkında olmak üniversite yaşamındaki akademik görev ve sorumluluklarınızı yerine getirmede hayatınızı kolaylaştıracaktır. Mesleki hedefler belirlemek ise sizi başarıya götürecek en kıymetli adımlardan biri olacaktır.
Önemli diğer hususlar:
Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan tüm çalışmalar, gizlilik ilkesi ve etik değerler göz önünde tutularak yapılmaktadır. Psikolojik sorunlarla doğru baş etme, gerçekçi hedefler koyma ve bu hedeflere ulaşma konularında size destek olur. Bireysel görüşmelerde güvenli bir ortamda kişisel sorunlarınızı konuşabilir, danışanınızla birlikte belirlediğiniz hedeflere ulaşmak üzere bir çalışma yürütebilir; grup çalışmalarında iç dünyanız ve kişilerle kurduğunuz ilişkileri ve yaşama biçiminizi anlamlandırabilir ve geliştirebilirsiniz.
Ne Zaman Başvurabilirim ?
Alışveriş Bağımlılığı Nedir?
Alışveriş bağımlılığı, kişinin (cinsiyet gözetmeksizin) alışveriş yapma isteğine karşı koyamadığı, arzuladığı ürüne ulaşamadığında yoksunluk belirtileri (sinirlilik, gevşeyememe, odaklanma ve öfke kontrol problemleri vb.) yaşadığı bir dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.
Alışveriş Bağımlılığı literatürü der ki; Dürtü Kontrol Bozukluğu kişinin kendisi ya da çevresindeki insanlar için dürtü, haz ve doyum hareketlerini gerçekleştirme isteğini kontrol edememesidir. Kişi sorunlu davranışı yerine getirirken yoğun bir arzu/ haz duyar ve bu nedenle kişi sorunlu davranışı kontrol etme güçlüğü yaşar. Kontrol edil(e)meyen dürtüsel hareketler çoğu kez kişinin kendisine ve çevreye zarar verir.
Alışveriş Bağımlılığının Belirtileri
Yukarıdaki durumların birden fazlası mevcut ise olağan yaşam kalitenizi sarsılabilir ve alışveriş bağımlılığı söz konusu olabilir.
Alışveriş Bağımlılığının Olası Nedenleri Nelerdir?
Alışveriş Bağımlılığında İyileşmeyi Zorlaştıran Faktörler Nelerdir?
Alışveriş Bağımlılığı İle Baş Etmek İçin Öneriler
Psikoterapi yöntemi ile bağımlılığının
Üniversite tercih dönemi uzun bir sınav maratonunun son düzlüğüdür. Tercih dönemi birçok aday öğrenci için farklı anlamlara gelebilir. Her öğrencinin yetenekleri farklı olduğu gibi gelecekten beklentileri ve geleceğe dair hayalleri de birbirlerinden farklıdır. Bu dönemi geleceği etkileyen en önemli basamak olarak görmek, değiştirilemez ve hayati değer taşıyan bir planlama olarak görmek aday öğrencilerin stresli ve endişeli hissetmesine neden olabilir. Hatırlanılması gereken nokta ise kariyer yolculuğunun her daim değişim ve gelişime açık bir yol olduğudur. Üniversite tercihi ise kariyer ve meslek yolculuğunuzun ilk adımıdır; yolculuğun tamamı değildir. Doğru üniversite tercihi yapabilmek gelecek planlamaları için önemlidir ancak değişimin her zaman gerçekleşebileceğini unutmamakta fayda vardır. Her tercih bilinmeyene doğru bir risktir ancak tercihlerinizin olumlu ve bilinen yanlarına odaklanmak; kendinize uygun meslek gruplarını belirlemek, üniversitelerin başarı sıralamaları ve bölüm kontenjanları hakkında bilgi edinmek olası stres ve endişe hissini azaltmaya yardımcı olacaktır.
Üniversite Tercih Dönemi'ndeki en büyük çaba "doğru tercih" yapabilme gayretidir. Doğru tercih aday öğrencinin ilgi, yetenek ve gelecek beklentilerinin farkında olması, seçmek istediği meslek/ meslekler hakkında yeterli bilgiye sahip olması ve meslek donanımlarını kendisine en iyi şekilde verebileceğine inandığı üniversiteler hakkında bilgi edinmesi ile bir bütündür.
Doğru bölüm ve üniversite tercihi yapabilmek için bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir:
Doğru tercih kendinizi tanımakla başlar: Doğru tercih kişinin kendisini anlaması,ilgi alanlarının ve yeteneklerinin farkında olması, geleceğini planlarken kendisini nerede ve nasıl hayal ettiğiyle doğrudan ilişkilidir.
Doğru tercih kriterleri her aday öğrenciye özgüdür : Her öğrenci biriciktir ve öğrencilerin kişilik özellikleri, dünyayı keşfetme arzusu ve gelecekten beklentileri farklıdır. Dolayısıyla her öğrenciyi mutlu edecek bölüm, üniversite ve tercih sıralaması değişkenlik göstermektedir.
Potansiyelinizi en iyi açığa çıkarabileceğiniz bölümler düşünmelisiniz: Her bireyin içinde taşıdığı mevcut bir potansiyel vardır ve bu potansiyeli ortaya çıkarabilmesi kişinin özgüvenine olumlu bir etki sağlayacaktır. İlginizi çeken bölümleri tercih etmek, içinizdeki mevcut potansiyelinizi ortaya çıkarmak için önemli bir adımdır.
"Neden bu mesleği tercih etmek istiyorum ?" sorusunu aday öğrenciler kendilerine sormalıdır. Seçilmek istenen mesleğin artıları ve eksileri, çalışma alanları çok yönlü araştırılmalıdır. Aday öğrenciler alanında uzman meslek temsilcilerinden iş/ kazanç koşulları, çalışma alanları, meslek kazanımları hakkında bilgi alınabilir ve üniversitelerin bölüm tanıtımlarından detaylı bilgi öğrenilebilir.
Üniversite hayatından beklentilerinizi belirlemelisiniz: Kendilerine en uygun bölümü seçmek kadar mesleki donanımları en iyi şekilde kazanacakları üniversitenin seçimi de önemlidir. Üniversiteden akademik ve sosyal kazanım beklentilerinizi düşünmelisiniz. Araştırılan üniversitelerin aday öğrencilerin beklentilerini karşılayabileceğinden emin olunmalıdır. Aday öğrenciler üniversitelerin tercih tanıtım günlerine katılabilirler ve üniversiteler ile iletişime geçebilirler.
Tercih listenizdeki her seçiminizden emin olmalısınız : Tercih listende üniversite ve bölüm sıralaması yaparken başarı sıralamalarına dikkat etmek kadar istek sıralamanıza da dikkat etmek gerekir. Gerçekçi hedefler ile başarı sıralamalarına tercih yapmak doğrudur ancak seçtiğiniz her tercihin olumlu sonuçlanabileceğini hatırlamalı ve tercihlerinizin isteklerinize uygunluğunu da düşünmelisiniz.
Ailenizle sağlıklı bir iletişim kurmalısınız: Dinlemek ve doğru empati kurmak sağlıklı iletişimin en önemli iki faktörüdür. Aday öğrenciler tercih döneminde aileleri ile sağlıklı bir iletişim kurmaya özen göstermelidir. Öğrenciler düşüncelerini ve duygularını, isteklerini ve geleceğe dair beklentilerini aileleri ile açıkça paylaşmalıdır; aile ile kurulan sağlıklı iletişim olası tercih dönemi stresi azalabileceği gibi ailelerin düşünceleri ve önerileri ile birlikte farklı bakış açıları da kazanılabilir.
Alanında uzman kişilerden bilgi almalısınız: Bu dönemde çevredeki herkese sürekli kulak vermek yorucu ve kafa karıştırıcı olabilir. Doğru bilginin ancak doğru kaynaklardan alınabileceği unutulmamalıdır. Aday öğrenciler alanında uzman meslek sahipleri, tercih danışmanları ve üniversite tanıtım temsilcileri ile iletişim kurarak doğru, yeterli ve en profesyonel bilgiye sahip olabilirler.
Unutulmamalıdır ki doğru tercih önce kişinin kendisini tanımasıyla başlar. Kendinize en uygun meslek sizin en doğru tercihinizdir.
Panik Atak Nedir?
"Belli zamanlarda; durumlarda; süreyle meydana gelebileceği gibi beklenmedik bir anda da yineleyici bir biçimde; dakikalar içerisinde doruğa ulaşan yoğun korku ya da yoğun içsel sıkıntının bastırdığı bir durumdur" tanımı panik atağın en genel tanımı olarak kabul edilir. Ek olarak panik atakları, kaygı bozuklukları bağlamında ortaya çıkabileceği gibi diğer ruhsal bozukluklarda (örn; depresyon, travma sonrası stress bozukluğu, madde kullanım bozuklukları) ve birtakım sağlık durumlarında (örn; kalple ilgili, solunumla ilgili, dengeduyumsal (vestibüler), mide-bağırsaklarla ilgili) da ortaya çıkabilir.
Panik atağın farklı tanımları da yapılabilir:
Panik atağın ortaya çıkmasına neden olan olası faktörler nelerdir?
Panik Atak Belirtileri Nelerdir?
Panik Atak(lar) Ne Kadar Sürüyor?
Kişinin atakları yaşarken hissettiği zaman kavramı ile gerçekte olan zaman kavramı arasında fark mevcuttur. Panik atak yaşayan kişiye zaman oldukça yavaş ilerliyor gibi gelmektedir. Fizyolojik olarak panik atak maksimum 30 dakika sürmektedir ancak kişinin yanlış inançları (hiç bitmeyecek, kaç saat oldu hala geçmedi, bunu hep ömrüm boyunca böyle yaşayacağım gibi) sebebi ile bu süre uzamakta ve zonlantı hali devam etmektedir.
Panik Atak Yaşayan Biri İle Karşılaştıysanız Ne Yapmalısınız?
Eğer etrafınızda birisi panik atak yaşıyorsa o anda hissettiği ve engel olamadığı yoğun kaygı yüzünden sağlıklı düşünemeyebilir.
Panik Atak İle Başetme Yolları Nelerdir?
Ilk olarak zorlantı yaşadığınız durumlar ile ilgili (baş dönmesi, mide bulantısı, el/ayak titremesi, kalp hızında artış hissetme, nefes alıp vermede güçlük gibi) alanında uzman profesyonel/lere (hekim/lere) başvurmalısınız.
Yaşadığınız zorlantı durumlarının (baş dönmesi, mide bulantısı, el/ayak titremesi, kalp hızında artış hissetme, nefes alıp vermede güçlük gibi) herhangi bir fizyolojik sebebinin olmadığı bilgisinin ardından psikoterapi sürecine başlamak;
Değerli Akademisyenlerimiz,
Öğrenci Dekanlığı bünyesindeki Psikolojik Danışmanlık Merkezimiz çatısı altında bulunan Rehberlik Danışmanlık Hizmetleri ve Bireysel Danışmanlık Hizmetleri olarak; problemlerin tespitini, anlaşılmasını, çözüm yollarının belirlenmesini ve ilgili konular hakkında stratejilerin geliştirilmesini hedeflemekteyiz.
Bu hedefler doğrultusunda üniversitemizde görev yapmakta olan akademik danışmanlarımızın, öğrencilerimizin birincil rehberlik ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmesine ve konulara daha çözüm odaklı yaklaşabilmesine yardımcı olmak amacıyla Psikolojik Danışmanlık Merkezimizce hazırlanan metni bilgilerinize sunuyoruz.
Bilindiği üzere öğrencilerimiz, sorularının/problemlerinin çözüm arayışlarında kendilerine rehber olabilmeleri için öncelikli olarak akademik danışmanların bilgi, tecrübe ve desteklerine ihtiyaç duymaktadırlar. Dolayısıyla, akademik danışmanların görev ve sorumlulukları çerçevesinde öğrencilerle kurduğu çözüm odaklı yaklaşıma dayalı iletişim, öğrencilerimiz ve akademik danışmanlarımız için önem arz ediyor.
Akademik danışmanlarımızın destek ve rehber olma süreçlerine katkı sağlayacağını düşündüğümüz bilgileri aşağıda dikkatinize sunuyoruz.
Öğrencilerin danışmak ya da destek almak istediği konunun çözümüne yönelik stratejinin akademik danışmanın görev ve sorumlulukları kapsamında olup olmadığının tespit edilmesi:
Akademik danışmanlarımızın öğrencilerde gözlemleyebileceği motivasyonel problemler, üniversite yaşamına uyum ve adaptasyon problemleri, iletişim problemleri, zaman yönetimi problemleri, psikopatolojik durumlar (depresyon, anksiyete, panik atak, yas süreci, kendine zarar verme davranışı vb.) gibi durumların anlaşılması sonrasında öğrenci PDM'ye ya da revire yönlendirilmelidir.
Saygılarımızla
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi
Tanımadığım Biriyle Odamı Nasıl Paylaşacağım?
Bugüne kadar ailenizle yaşamış olabilirsiniz ya da yatılı okul da kalmış olabilirsiniz, her ne şekilde olursa olsun yeni bir oda arkadaşı ile yaşamaya başlamak biraz kaygı yaratabilir. Bunun hayatınızda size çok farklı tecrübeler katacak bir deneyim olacağını unutmayın. Bu broşür sizin için yeni olan bu süreci kolaylaştırabilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Oda arkadaşınızın sizin en iyi arkadaşınız olması gerekmez fakat aynı odayı paylaşan kişiler olarak birbirinizin haklarına saygılı olmanız gerekmektedir. Unutmayın ilişki kurmak emek vermektir ve zaman alan bir süreçtir. Yaşanabilecek olası problemlerden en dikkat edilmesi gereken şey oda arkadaşınız ile yaşayacağınız olası çatışmalardır. Kişilerarası çatışmayı başlatan sebeplerden birisi oda arkadaşınızın olay ve durumlar karşısında sizin gibi düşünmesini ve davranmasını beklemeniz yönündeki aldatıcı düşünce şeklidir. İnsanların farklı karakter özellikleri olduğunu kendinize hatırlatın. Unutmayın, oda arkadaşınız sizden farklı değerlere sahip olabilir, farklı bir kültürden geliyor olabilir ve sizin doğrularınız her zaman karşınızdakinin doğru olmayabilir.
Oda Arkadaşınızı Nasıl Tanımaya Başlarsınız?
Odanızı paylaşacağınız kişiyi tanıyabilmek için birkaç önemli hususa dikkat etmek iletişimi başlatmak ve sürdürmek için önemlidir.
Birbirinizi Tanımak:
Tanışmaya daha genel konulardan başlamayı tercih etmek genellikle en uygun olan iletişim başlangıcıdır, yeni tanıştığımız kişi ile özel konulara hızlı bir giriş yapmak rahatsızlık verici olabilir. Bu yüzden öncelikle şu sorularla tanışmaya başlayabilirsiniz;
Yurt Hayatından Beklentilerinizi Paylaşın:
Birbirinizle tanıştıktan sonra birlikte yaşamakla ilgili beklentilerinizi konuşmak ve hatta belli kuralları oluşturmak oda arkadaşınızla olan iletişiminiz için iyi olacaktır. Bu kuralları ilk gün oluşturmanız gerekmez ama ilk birkaç gün içerisinde oluşturmak da fayda vardır. Yeni tanıdığınız kişi ile ortak bir fikir de buluşabilmek zorlayıcı olabilir fakat birlikte yaşarken ortaya çıkabilecek sıkıntıları aşabilmeniz için bu çok önemli bir adım olacaktır. Unutmayın, oluşturacağınız kurallar zaman içinde ortak kararınızla değiştirilebilir. Peki bu aşamada hangi konuları konuşmak gereklidir ?
Oda arkadaşınızla tamamen aynı özellikleri taşımanız mümkün değildir. Kuralları oluştururken kendi beklentilerinizden ve özen gösterdiğiniz konulardan bahsedin ancak sert/ kırıcı veya otoriter bir tavır göstermeyin. Unutulmamalıdır ki, amacınız ortak bir yaşam alanı oluşturmaktır; karşılıklı bir anlaşmaya dayalı bir iletişim, oda yaşantınız da kişisel konforunuzu kolaylaştıracaktır. Eğer isterseniz üzerinde anlaştığınız kuralları bir kağıda yazabilirsiniz.Bu kuralları belirlemiş olmak yaşayabileceğiniz sorunları çoğunlukla önleyecektir fakat birlikte yaşadığınız dönem boyunca olası problemler çıkabilir. Peki arkadaşınızla bir sorun veya çatışma yaşadığınızda ne yapabilirisiniz?
Oda Arkadaşınızla Konuşun:
Yaşadığınız sorunu oda arkadaşınızla konuşarak çözmeye çalışmak ideal olandır. Oda arkadaşınızla konuşmadan başkalarına problem aktarmak çoğunlukla sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. Sizin ve onun için uygun olan bir zaman ve yer ayarlayarak konuşma istediğinizi dile getirebilirsiniz.
Olayın Üzerinden Zaman Geçmesine İzin Vermeyin:
Olumlu veya olumsuz bir durumda duygunuzu arkadaşınızla hemen paylaşın. Unutmayın özellikle olumsuz duyguların üstesinden görmezden gelinerek veya yok sayılarak gelinmez ve olumsuz duygular farkında olmasak da bizi etkilemeye devam eder.
Arkadaşınızın Bütün Kişiliğine Yönelik Değil Sadece Davranışı Üzerinde Konuşun:
Arkadaşınızın bu olumsuz davranışı dışında mutlaka olumlu yanları da vardır. Bu noktadan çıkışla sadece sizi rahatsız eden olumsuz davranışı konuşun ve genellemelerden kaçının "Sen zaten hep böylesin.." yerine "Bilgisayarımı bana sormadan alman hoşuma gitmedi." cümlesini tercih edebilirsiniz.
Ben Dili Kullanın:
Karşımızdaki insana suçlayıcı, eleştirel ve kırıcı ifadeler yerine davranışın sizin üzerinizdeki etkisinden bahsedin. "Yemekten sonra bulaşıkları yıkamıyorsun" yerine "Ben bulaşıkları yıkamadığın zaman rahatsız oluyorum" cümlesini tercih edebilirsiniz.
Olayları Onun Yönünden de Dinleyin:
Olayı farklı anlamış ve yorumlamış olabilirsiniz. Her ne olursa olsun olayı/ durumu onun da kendisini ifade etmesini isteyerek önyargılı/ savunucu yaklaşımdan uzak birşekilde dinleyin.
Sakin Olun ve Soğukkanlılığınızı Koruyun:
Öfkelendiğinizi fark ettiğiniz de kırıcı sözler söylemek veya yıkıcı davranışlar göstermek yerine kendinizi kontrol etmeye çalışın ve gerekirse sakinleşebilmek için kendinize biraz zaman tanıyın. Sakinleştikten sonra gerekli konuşmaları yapmak yaşadığınız olayın çözümüne sizi daha hızlı ve rahat götürecektir.
Yardım Alın:
Yaşadığınız sorunu oda arkadaşınızla çözebileceğinizi düşünmüyorsanız tarafsız olabilecek birisinden yardım alabilirsiniz. Yurtta yaşayabileceğiniz olası problemlerin çözümü için yurt müdürü veya yurt görevlileri sizlere yardımcı olacaktır.
Madde Nedir?
Madde, bedenin fonksiyonlarını olumsuz etkileyen; alkol, nikotin (sigara), kafein, kokain, eroin, esrar, bonzai, ketamin, mescalin, amfetaminler ve metamfetaminler olarak bilinir.
Madde Kullanımının Olası Nedenleri?
Madde kullanımının birden fazla nedeni olabilir. Kişinin merakını giderme arzusu, eğlenme isteği, etrafındaki kişilerin kullanması ve bir gruba ait olma isteği gibi sosyal çevre madde kullanmakta etkili olabilmektedir. Ek olarak acı veren duygu ve durumlardan kısa vadede kaçma isteği, kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlığı, aile yapısı ve kültürel özellikleri kişinin madde kullanmaya başlamasında ve sürdürmesinde önemli etkilere sahiptir.
Maddenin Etkileri Nelerdir?
Bağımlı mıyım?
*Bu kriterlerden birkaçının varlığı söz konusu ise bağımlılıktan söz edilebilir.
Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?
" Hayır! İradesi Güçlü Olan İnsanlar Bağımlı Olmaz"
Herkes madde kullanımı sonucunda madde bağımlısı olabilir. Madde bağımlılığının irade güçlülüğü ile hiçbir ilişkisi yoktur.
"Hayır ! Ara Sıra Madde Kullanmanın Hiçbir Zararı Olmaz"
Madde, periyodik olarak kullanılmasa bile vücuda hızlıca zarar verebilir.
"Hayır! Madde Kullanımının Çevreye Zararı Yoktur"
Bağımlı birey, üretkeliğini kaybetmeye başlar ve topluma (aile bireyleri, arkadaşları, iş arkadaşları) karşı duyarsız davranmaya başlayabilir. Maddeyi temin etmek için hukuki kurallara uymayabilir.
"Hayır! Ot Kullanımının Zararı Yoktur; Ot Bağımlılık Yapmaz"
Uykusuzluk, sinirlilik ve yeme bozukluğu gibi şiddetli psikolojik yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir ve çok kuvvetli ruhsal bağımlılık oluşabilir.
"Hayır! Bir Defa Madde Kullanmanın Hiçbir Zararı Olmaz"
İlk kullanımdan sonra kişi de madde kullanmaya devam etme isteği gelişebilir. Kişi artık madde kullanımından korkmaz.
"Hayır! Madde Kullanımı Sosyal İlişkileri Arttırır"
Madde kullanımı sosyal ilişkileri arttırmaz. Madde etkisi altındaki insanlar diğer insanlarla bilinçli olmayan bir iletişim kurar .
Nasıl Korunurum?
Yukarıdaki bilgiler size yeterince yardımcı olmuyor ise bu konu ile ilgili daha fazla bilgi veya yardım almak için okulunuzdaki psikolojik danışmanlarınız veya başka bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşebilirsiniz.
Teknoloji bağımlılığı, kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşmaya yoğun ihtiyaç hissetmesi ve ulaşamadığında yoksunluk sendromu yaşadığı bir durumdur.
Teknoloji Bağımlılığının Belirtileri Nelerdir?
İnternet Bağımlılığının Türleri
Online ilişki/ Online sosyalleşme:
Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, tanışma siteleri vb internet sitelerinde "online " olabilmek gündelik hayat akışının doğal bir parçası haline gelse de internete giremediğinde yoğun girme isteği, merak, sinirlilik ve huzursuzluk gibi yoksunluk belirtileri gözükebilir.
Online kompülsiyonlar :
Alışveriş, kumar/bahis sitelerinde fazla vakit harcamak kişinin kişisel ve sosyal yaşantısında bozulmalar meydana getirebilir.
Online Oyun Bağımlılığı :
İnternet oyunları oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamama, sosyal çevreden uzaklaşmak, içe kapanık olmaya başlamak, yeme ve uyku düzeninin bozulması, gerçek dünyada elde edil(e)meyen başarıyı sanal dünyada elde etmeye çalışmak gibi belirtiler gözükebilir.
İnternet/Teknoloji Bağımlılığına Bağlı Oluşan Sorunlar Nelerdir?
İnternet Bağımlılığı İle Baş Etmek İçin Öneriler
Psikolojik Danışmanlık Merkezi Hizmetleri Nelerdir?
Bireysel Danışmanlık Hizmetleri:
Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan tüm çalışmalar, gizlilik ilkesi ve etik değerler göz önünde tutularak yapılmaktadır. Bireysel görüşmelerde güvenli bir ortamda kişisel sorunlarınızı konuşabilir, danışmanınızla birlikte belirlediğiniz hedeflere ulaşmak üzere bir çalışma yürütebilir; grup çalışmalarında iç dünyanız ve kişilerle kurduğunuz ilişkileri ve yaşama biçiminizi anlamlandırabilir ve geliştirebilirsiniz. Bireysel Danışmanlık Hizmetleri aşağıda belirtilen hususlar hakkında hizmet vermektedir.
Rehberlik Danışmanlık Hizmetleri:
Rehberlik Danışmanlık Hizmeti aşağıda belirtilen hususlar hakkında hizmet vermektedir.
Kısacası eğitim- öğretimi engelleyen tüm güncel sorunlar için destek almak isteyen öğrenciler, Psikolojik Danışmanlık Merkezi'ne başvurabilirler.
Psikolojik Danışmanlık Sürecinden Daha Fazla Verim Almanızı Sağlayacak Etmenler Nelerdir?
Psikolog/ psikolojik danışmanınızla samimi, açık ve dürüst bir ilişki kurmanız,
Görüşmelere düzenli devam etmeniz,
Görüşme dışında seanslarda konuşulanları düşünmeniz, takip etmeniz, farkına vardığınız sorunlarınız hakkında gözlem yapmanız (bazen sadece bu süreç gelişimi ve değişimi sağlayabilmektedir)
Seanslara hazırlıklı gelmeniz, seanslarda arasında sorunlarınız, görüşme konuları hakkında düşünmeniz,
Görüşmeler sürecinde kararlaştırılan ödevleri yerine getirmeniz, bu konularda yaşadığınız sıkıntıları, gelişmeleri psikolog/ psikolojik danışmanınıza aktarmanız danışmanlık sürecinize fayda sağlayacak hususlardandır.
PDM İşleyişi Hakkında Önemli Bilgiler
Gizlilik Esasları
Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi uzmanları her türlü mesleki çalışmalarında hizmet verdikleri kişilere ilişkin olarak özel bilgileri korurlar. Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan görüşmeler hukuk, etik, gizlilik ilkesi ve deontolojik yaklaşımlarla dahilinde yapılmaktadır. Kişinin söylediği her şey, uygulanan testler ve diğer bilgiler gizli kalır, akademik kayıtlara geçmez. Kişinin bilgisi dışındaki kişilere verilmez.
Psikolojik Danışmanlık Merkezi'ne Nasıl Başvuru Yapabilirim?
Hafta içi her gün 08:30- 17:00 saatleri arasında Sosyal Merkez'deki merkeze uğrayabilir veya telefon ve e-posta yoluyla merkeze ulaşabilirsiniz.
Telefon:
444 0799- 7306- 7307
E-posta:
pdm@isikun.edu.tr
gozde.ceylan@isikun.edu.tr
irem.yola@isikun.edu.tr
Hafta içi her gün 08:30- 17:00 saatleri arasında Güzel Sanatlar Fakültesi zemin kat (Z01A) 'da Klinik Uygulama ve Psikolojik Danışmanlık Merkezine uğrayabilir veya telefon ve e-posta yoluyla merkeze ulaşabilirsiniz.
Telefon:
444 0799-6300