Kaynaklar

Kendine Zaman Tanı

Üniversiteye başlamak yeni insanlarla paylaşacağınız yeni bir yaşam biçimine adım atmaktır. Hayattaki her geçiş dönemi gibi üniversiteye başlamak da insan da heyecan ve kaygı uyandırır.

Tanıdık yerlerdeki destek kaynaklarınızdan uzaklaşmak kaygınızıarttırabilir. Üniversiteye başlarken iki önemli hususu bilmek de fayda var; İlk olarak eski insanlar, ortamlar ve durumlardan ayrılmak ikincisi ise yeni insanlar, ortamlar ve durumlara alışmak.

Yeni insanlar, yeni okul düzeni ve yeni derslerle tanışmak zor gelebileceği gibi bu durum çok da doğaldır. Özellikle ilk aylarda yoğun duygular (stres, kaygı, endişe, korku...) yaşanabilir, bu geçici bir dönemdir. Ancak bu dönemin geçici olmasını sağlayabilmek için duygu, düşünce ve davranışlarınızı üniversite yaşamına uyum sağlamak için uygun şekilde kullanabildiğinizde gerçekleşecektir.

Unutmamanız gereken iki husus var :

  • Bu duyguları tek hisseden siz değilsiniz, sizin gibi üniversite yaşamına yeni katılan kişler var.
  • Kaygılı hissetmek başlarda çok doğal bir süreçtir, yetersiz olduğunuz anlamına gelmez.
  • Üniversite Yaşamına Daha Kolay Uyum Sağlamak İçin Öneriler
  • Kendinize zaman tanıyın : Size başlarda kaygılı gözüken durumlar bir süre sonra gündelik hayatınızın sıradan bir parçası olacak.
  • Duygularınızı fark edin ve kabullenin : Alıştığınız ortam ve düzenden ayrılıp yeni bir ortama gelmek başlarda kaygı verici olabilir. Duygularınızla başetmenin ve üniversite yaşamına uyum sağlamanın en önemli adımı sıkıntılarınızın kaynağının farkında olmaktır.
  • Ani kararlar vermeyin : Okulu bırakmak, eve geri dönmek gibi kararlarınızı hemen vermemeye çalışın. Kararlarınızı düşünerek ve mümkünse uzman birilerine danışarak almak,s üreci daha rahat atlatmanızı sağlayacaktır.
  • Sosyal faaliyetlere katılın : Öğrenci kulüpleri ile tanışmak, ilginizi çekecek kulüp aktivitelerine katılmak öğrenci hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Üniversite yaşamında deneyimli öğrenciler ile tanışmak ve bilgi alışverişinde bulunmak üniversite hayatınıza ve kişilerarası iletişim becerilerinize olumlu etkiler katacaktır.
  • Bedensel sağlığınıza özen gösterin :Düzenli beslenmeye ve uyku düzeninize özen gösterin.Zorlandığınız noktada uzmandan destek almayı ihmal etmemelisiniz. Unutmamalısınız ki beden sağlığı ruh sağlını etkiler.
  • Üniversitedeki hedeflerinizi düşünün :Ulaşılabilir hedefler koymak, kendi ilgi alanlarınızın ve becerilerinizin peşinden koşmak sizi daha ileriye taşıyacaktır.

Hayatınızı olumsuz etkileyecek alışkanlıklardan uzak durun : İçinde bulunduğunuz durum/durumlar ile baş etmek için; sigara, alkol, madde kullanımının mevcut durumlar ile baş etme noktasında olumlu etkilerinin olmayacağını kendinize hatırlatın. Ek olarak; durum/durumlar ile baş etmek için başvurulan diğer yollardan biri ise internet/oyun bağımlılığıdır. Bu noktada gündelik yaşamdaki görev ve sorumluluklarınızı aksatıp aksatmadığınıza dikkat etmelisiniz.

Akademik/mesleki başarılarınızın peşinden gidin : Derslerinize özenle katılmak ve sorumluluklarınızın farkında olmak üniversite yaşamındaki akademik görev ve sorumluluklarınızı yerine getirmede hayatınızı kolaylaştıracaktır. Mesleki hedefler belirlemek ise sizi başarıya götürecek en kıymetli adımlardan biri olacaktır.

Önemli diğer hususlar:

  • Kendinize zaman tanıyın
  • Ders ve eğlence arasındaki dengeyi koruyun.
  • Devamsızlık yapmamaya özen gösterin.
  • Üniversite mail adresinizi alın ve sık sık kontrol edin.Okulunuzun sitesini de düzenli olarak takip edebilirsiniz.
  • Günlük rutinlerinizi belirleyin, sizi motive edecek hobiler edinin.
  • Derslerinizle ilgili aklınıza takılan soruları hocalarınıza mutlaka sorun.
  • Bu konularda ya da başka konularda zorlandığınızı hissediyor ve destek almak istiyorsanız Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi'ne uğrayabilirsiniz.

Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan tüm çalışmalar, gizlilik ilkesi ve etik değerler göz önünde tutularak yapılmaktadır. Psikolojik sorunlarla doğru baş etme, gerçekçi hedefler koyma ve bu hedeflere ulaşma konularında size destek olur. Bireysel görüşmelerde güvenli bir ortamda kişisel sorunlarınızı konuşabilir, danışanınızla birlikte belirlediğiniz hedeflere ulaşmak üzere bir çalışma yürütebilir; grup çalışmalarında iç dünyanız ve kişilerle kurduğunuz ilişkileri ve yaşama biçiminizi anlamlandırabilir ve geliştirebilirsiniz.

Ne Zaman Başvurabilirim ?

  • Kendini ve çevresini daha iyi tanıma,
  • Yalnızlık ve utangaçlık hisleri ile başa çıkma,
  • Kişiler arası etkili iletişim kurma,
  • Kendine güveni ve girişkenliği arttırma,
  • Stres ve kaygı ile baş etme,
  • Mesleki alanlarda kendisine bir yol çizme,
  • Motivasyon eksikliği ve her türlü karar verme güçlükleri,
  • Kayıp ve yas durumları,
  • Uyku bozuklukları,
  • Depresyon,kendine ya da bir başkasına zarar verme ile ilgili düşünceler,
  • Yemek yeme,alkol ya da madde kullanımı ile ilgili problemler,
  • Uyum sorunu yaşama,
  • Kısacası öğretimi engelleyen tüm güncel sorunlar için destek almak isteyen öğrenciler, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi'ne başvurabilirler.

Alışveriş Bağımlılığı Nedir?

Alışveriş bağımlılığı, kişinin (cinsiyet gözetmeksizin) alışveriş yapma isteğine karşı koyamadığı, arzuladığı ürüne ulaşamadığında yoksunluk belirtileri (sinirlilik, gevşeyememe, odaklanma ve öfke kontrol problemleri vb.) yaşadığı bir dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanmaktadır.  

Alışveriş Bağımlılığı literatürü der ki;  Dürtü Kontrol Bozukluğu kişinin kendisi ya da çevresindeki insanlar için dürtü, haz ve doyum hareketlerini gerçekleştirme isteğini kontrol edememesidir. Kişi sorunlu davranışı yerine getirirken yoğun bir arzu/ haz duyar ve bu nedenle kişi sorunlu davranışı kontrol etme güçlüğü yaşar. Kontrol edil(e)meyen dürtüsel hareketler çoğu kez kişinin kendisine ve çevreye zarar verir.

Alışveriş Bağımlılığının Belirtileri

  • Yaşanılan olumlu/ olumsuz durumlar ve duygular ile başa çıkamıyor, kendinizi alışveriş yaparken buluyorsanız,
  • Alışveriş yapma istek ve arzunuzu durduramıyorsanız,
  • Alışveriş mağazalarında/ sitelerinde geziniyor iken bir ürün alabilmenin yoğun çekiciliğini ve coşkusunu hissediyorsanız
  • Bu ruh halinde iken alışveriş bittiğinde geçiçi bir rahatlama ve mutluluğun ardından yoğun bir pişmanlık duyuyorsanız,
  • Aldığınız ürünün fiyatı ne kadar ucuz/ pahalı olursa olsun önemsemeden sadece ürünü alabilmiş olmaktan dolayı kendinizi rahatlamış hissediyorsanız,
  • Satın aldığınız  ürünleri kullanmadan bir kenara kaldırıyor veya sahip olduğunuz ürünlerin çokluğundan dolayı kullanmayı unutuyorsanız,
  • Ailenize, dostlarınıza ve çevrenize alışveriş harcamalarınıza dair eksik/ yanlış bilgi verme ihtiyacı duyuyorsanız,
  • Kendinizi sürekli daha çok para limitiniz/ kredi limitiniz olsa neler satın alabileceğinize dair hayal kurarken buluyorsanız,
  • Harcamalarınız yüzünden maddi sıkıntı çekiyor ve alışveriş yapma isteğinizi hala durduramıyorsanız,
  • Aile ve sosyal hayatınız ile olan iletişiminiz de yaptığınız alışverişlerden kaynaklı bozulmalar meydana geliyorsa,

Yukarıdaki durumların birden fazlası mevcut ise olağan yaşam kalitenizi sarsılabilir ve alışveriş bağımlılığı söz konusu olabilir. 

Alışveriş Bağımlılığının Olası Nedenleri Nelerdir? 

  • Yaşanılan durumlar karşısında hissedilen olumsuz duyguların (mutsuzluk, yalnızlık, kaygı) yanı sıra hissedilen olumlu duygular (heyecan, mutluluk) ile de başa çıkamama
  • Yaşanılan duygusal boşluğu bastırma/ doldurma ihtiyacı
  • Heyecan ve çekici bir haz arayışı
  • Onay arama ve kabul görme ihtiyacı hissetme
  • Mükemmeliyetçilik
  • Maddeye/ ürüne sahip olunduğunda yaşam memnuniyetinin ve hayat başarısının artacağına inanma
  • İnternet bankacılığı ve online alışveriş sitelerinin yaygınlaşması
  • Kredi kartı kullanımının artması/ taksit sayısının arttırılması ile satın alınan ürünün daha cazip hale geleceğine dair inanç
  • Dürtü, haz ve istek kontrolünde zorlanma yaşanması
  • Düşük benlik saygısı
  • Depresif ruh hali

 Alışveriş Bağımlılığında İyileşmeyi Zorlaştıran Faktörler Nelerdir?

  • Satın alınan bütün ürünlerin gerekli ve faydalı olabileceği düşüncesi (örn; bir gün kullanırım)
  • Kişi tarafından alışveriş bağımlılığının kabullenilmemesi/ önemsenmemesi
  • İhtiyaç gözetmeksizin ürün satın almanın hayat işlevselliğini bozmayacağı düşüncesi
  • Ürünlere yapılan her indirimden yararlanılmasının gerekliliğine dair inanç
  • Kişinin hiyerarşik ihtiyaç planlaması ve ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik harcama planı belirleyememesi 
  • Kişinin duygusal ihtiyaçlarını alışveriş yaparak gerçekleştirebileceği yanılsaması

Alışveriş Bağımlılığı İle Baş Etmek İçin Öneriler

  • Alışveriş bağımlılığınız varsa önce bunu kabul etmeli ve inkâr etmekten kaçınmalısınız
  • Hiyerarşik ihtiyaç listesi hazırlamalı ve alışveriş esnasında liste dışına çıkmamalısınız 
  • Kredi kartı kullanımınızı gözden geçirmeli ve hiyerarşik ihtiyaç listesi dışında kullanımınıza izin vermemelisiniz
  • Yaşanılan olumlu/ olumsuz durumlar ve duygular ile başa çıkamadığınızı hissettiğiniz de alışveriş yapmak yerine size iyi gelecek sosyal aktiviteler gerçekleştirebilirsiniz

Psikoterapi yöntemi ile bağımlılığının 

  • Doğasını anlama, 
  • Meydana gelen duygusal, davranışsal semptomları fark etme, 
  • Hayatınızda bir harcama planı doğrultusunda yaşamınızı yeniden organize etme, 
  • İyileşmeyi zorlaştıran/ engelleyen risk faktörleri ile başa çıkma çalışmaları yapma, 
  • Alışveriş yapma düşüncesine kişiyi yönelten ve açığa çıkmayan gerçek ihtiyaçlara ulaşabilme gibi hedefleri gerçekleştirebilirsiniz

Üniversite tercih dönemi uzun bir sınav maratonunun son düzlüğüdür. Tercih dönemi birçok aday öğrenci için farklı anlamlara gelebilir. Her öğrencinin yetenekleri farklı olduğu gibi gelecekten beklentileri ve geleceğe dair hayalleri de birbirlerinden farklıdır. Bu dönemi geleceği etkileyen en önemli basamak olarak görmek, değiştirilemez ve hayati değer taşıyan bir planlama olarak görmek aday öğrencilerin stresli ve endişeli hissetmesine neden olabilir. Hatırlanılması gereken nokta ise kariyer yolculuğunun her daim değişim ve gelişime açık bir yol olduğudur. Üniversite tercihi ise kariyer ve meslek yolculuğunuzun ilk adımıdır;  yolculuğun tamamı değildir. Doğru üniversite tercihi yapabilmek gelecek planlamaları için önemlidir ancak değişimin her zaman gerçekleşebileceğini unutmamakta fayda vardır. Her tercih bilinmeyene doğru bir risktir ancak tercihlerinizin olumlu ve bilinen yanlarına odaklanmak; kendinize uygun meslek gruplarını belirlemek, üniversitelerin başarı sıralamaları ve bölüm kontenjanları hakkında bilgi edinmek olası stres ve endişe hissini azaltmaya yardımcı olacaktır.

Üniversite Tercih Dönemi'ndeki en büyük çaba "doğru tercih" yapabilme gayretidir. Doğru tercih aday öğrencinin ilgi, yetenek ve gelecek beklentilerinin farkında olması, seçmek istediği meslek/ meslekler hakkında yeterli bilgiye sahip olması ve meslek donanımlarını kendisine en iyi şekilde verebileceğine inandığı üniversiteler hakkında bilgi edinmesi ile bir bütündür.

Doğru bölüm ve üniversite tercihi yapabilmek için bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir:

Doğru tercih kendinizi tanımakla başlar: Doğru tercih kişinin kendisini anlaması,ilgi alanlarının ve yeteneklerinin farkında olması, geleceğini planlarken kendisini nerede ve nasıl hayal ettiğiyle doğrudan ilişkilidir.

Doğru tercih kriterleri her aday öğrenciye özgüdür : Her öğrenci biriciktir ve öğrencilerin kişilik özellikleri, dünyayı keşfetme arzusu ve gelecekten beklentileri farklıdır. Dolayısıyla her öğrenciyi mutlu edecek bölüm, üniversite ve tercih sıralaması değişkenlik göstermektedir.

Potansiyelinizi en iyi açığa çıkarabileceğiniz bölümler düşünmelisiniz: Her bireyin içinde taşıdığı mevcut bir potansiyel vardır ve bu potansiyeli ortaya çıkarabilmesi kişinin özgüvenine olumlu bir etki sağlayacaktır. İlginizi çeken bölümleri tercih etmek, içinizdeki mevcut potansiyelinizi ortaya çıkarmak için önemli bir adımdır.

"Neden bu mesleği tercih etmek istiyorum ?" sorusunu aday öğrenciler kendilerine sormalıdır. Seçilmek istenen mesleğin artıları ve eksileri, çalışma alanları çok yönlü araştırılmalıdır. Aday öğrenciler alanında uzman meslek temsilcilerinden iş/ kazanç koşulları, çalışma alanları, meslek kazanımları hakkında bilgi alınabilir ve üniversitelerin bölüm tanıtımlarından detaylı bilgi öğrenilebilir.

Üniversite hayatından beklentilerinizi belirlemelisiniz: Kendilerine en uygun bölümü seçmek kadar mesleki donanımları en iyi şekilde kazanacakları  üniversitenin seçimi de önemlidir. Üniversiteden akademik ve sosyal kazanım beklentilerinizi düşünmelisiniz. Araştırılan üniversitelerin aday öğrencilerin beklentilerini karşılayabileceğinden emin olunmalıdır. Aday öğrenciler üniversitelerin tercih tanıtım günlerine katılabilirler ve üniversiteler ile iletişime geçebilirler.

Tercih listenizdeki her seçiminizden emin olmalısınız : Tercih listende üniversite ve bölüm sıralaması yaparken başarı sıralamalarına dikkat etmek kadar istek sıralamanıza da dikkat etmek gerekir. Gerçekçi hedefler ile başarı sıralamalarına tercih yapmak doğrudur ancak seçtiğiniz her tercihin olumlu sonuçlanabileceğini hatırlamalı ve tercihlerinizin isteklerinize uygunluğunu da düşünmelisiniz.

Ailenizle sağlıklı bir iletişim kurmalısınız: Dinlemek ve doğru empati kurmak sağlıklı iletişimin en önemli iki faktörüdür. Aday öğrenciler tercih döneminde aileleri ile sağlıklı bir iletişim kurmaya özen göstermelidir. Öğrenciler düşüncelerini ve duygularını, isteklerini ve geleceğe dair beklentilerini aileleri ile açıkça paylaşmalıdır; aile ile kurulan sağlıklı iletişim olası tercih dönemi stresi azalabileceği gibi ailelerin düşünceleri ve önerileri ile birlikte farklı bakış açıları da kazanılabilir.

Alanında uzman kişilerden bilgi almalısınız: Bu dönemde çevredeki herkese sürekli kulak vermek yorucu ve kafa karıştırıcı olabilir. Doğru bilginin ancak doğru kaynaklardan alınabileceği unutulmamalıdır. Aday öğrenciler alanında uzman meslek sahipleri, tercih danışmanları ve üniversite tanıtım temsilcileri ile iletişim kurarak doğru, yeterli ve en profesyonel bilgiye sahip olabilirler.

Unutulmamalıdır ki doğru tercih önce kişinin kendisini tanımasıyla başlar. Kendinize en uygun meslek sizin en doğru tercihinizdir.

Panik Atak Nedir?

"Belli zamanlarda; durumlarda; süreyle meydana gelebileceği gibi beklenmedik bir anda da yineleyici bir biçimde; dakikalar içerisinde doruğa ulaşan yoğun korku ya da yoğun içsel sıkıntının bastırdığı bir durumdur" tanımı panik atağın en genel tanımı olarak kabul edilir. Ek olarak panik atakları, kaygı bozuklukları bağlamında ortaya çıkabileceği gibi  diğer ruhsal bozukluklarda (örn; depresyon, travma sonrası stress bozukluğu, madde kullanım bozuklukları)  ve birtakım sağlık durumlarında (örn; kalple ilgili, solunumla ilgili, dengeduyumsal (vestibüler), mide-bağırsaklarla ilgili) da ortaya çıkabilir. 

Panik atağın farklı tanımları da yapılabilir:

  • Panik atak bir algı yanılsamasıdır.
  • Panik atak esnasında yaşanılan fizyolojik belirtiler sıklıkla yanlış yorumlanır. Kalp çarpıntısı, ellerin uyuşması, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler algı yanılmasına neden olup kişiye kalp krizi, beyin kanaması ve aklını yitirme/ aklının kontrolünü kaybetme/ çıldırma belirtileri gibi gelebilir. 
  • Panik atak bir alarm sistemidir. 
  • Panik atak süresinde ve sıklıkla sonrasında da kişi aslında "iyi değilsin, hiçbir şey yolunda değil, yolunda gitmeyen şeyler var, tehlike altındasın (duygusal, fiziksel, bilişsel olarak) "gibi düşüncelere olan inancı zorlantı yaşamasını sağlayacak denli yüksektir. Kişinin algıladığı tehlikeyi 'savaş /kaç' mekanizması ile çözmeye yönlendiren bir alarm sistemidir. Tehlike karşısında canlılar tehlike ile ya savaşmayı seçer ya da kaçmayı seçer.
  • Panik atak bir birikimdir: 
  • Panik atak çocukluğumuzdan beri yaşadığımız ve bastırdığımız travmatik olay(ların)/ durum(ların)/ kişi(lerin) yarattığı olumsuz duygu ve düşünce birikimi ile ortaya çıkan bir patlama noktası olabilir. Panik atak esnasında kişinin yaşadığı ortamda, güncel yaşam olaylarında ya da geçmişte yaşanılan duyguların tetikleyicilerinin bulunduğu varsayılmaktadır. 

Panik atağın ortaya çıkmasına neden olan olası faktörler nelerdir?

  • Aşırı strese maruz kalmak ve başedememek
  • Sınavlar ve mülakatlar ile baş etmek de zorlanmak 
  • Anksiyete (kaygı) belirtileri
  • Zorlu hayat şartları 
  • Depresif belirtiler (halsizlik, isteksizlik, keyifsizlik, olumsuz duygu ve düşüncelerin artışı)
  • Kazalar ve afetler
  • Kayıp ve Yas
  • İşsizlik
  • İş yükünde artış/ iş yükündeki artış ile başedememek 
  • Olumsuz yaşam olayları 
  • Uyku ve beslenme bozuklukları

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

  • Kalp çarpıntısı
  • Terleme
  • Titreme ya da sarsılma
  • Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi hissetme
  • Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma
  • Bulantı ya da karın ağrısı
  • Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma 
  • Uyuşmalar 
  • Denetimini yitirme ya da "çıldırma" korkusu
  • Ölüm korkusu

Panik Atak(lar) Ne Kadar  Sürüyor?

Kişinin atakları yaşarken hissettiği zaman kavramı ile gerçekte olan zaman kavramı arasında fark mevcuttur. Panik atak yaşayan kişiye zaman oldukça yavaş ilerliyor gibi gelmektedir. Fizyolojik olarak panik atak maksimum 30 dakika sürmektedir ancak kişinin yanlış inançları (hiç bitmeyecek, kaç saat oldu hala geçmedi, bunu hep ömrüm boyunca böyle yaşayacağım gibi) sebebi ile bu süre uzamakta ve zonlantı hali devam etmektedir. 

Panik Atak Yaşayan Biri İle Karşılaştıysanız Ne Yapmalısınız?

Eğer etrafınızda birisi panik atak yaşıyorsa o anda hissettiği ve engel olamadığı yoğun kaygı yüzünden sağlıklı düşünemeyebilir.

  • Kişi ile kısa ve basit cümleler kurarak konuşun. Cümleleriniz emir kipi ile kurulan cümleler olmalıdır,
  • Buraya otur (oturabileceği kalabalık olmayan mümkünse açık havada bir yerde oturmasını sağlayın) 
  • Güvendesin (yalnız değilsin, sana destek olabilecek kişi(ler) var
  • Sağlık ekibi çağırabiliriz ancak kendine zaman tanı 
  • Kişiye istikrarlı bir şekilde yapabileceği fiziksel hareketleri tekrarlamasını isteyin ve bu harekete odaklanmasını sağlayın (örn. kollarını kaldırıp indirmek )
  • Kişiye "birlikte nefes alıp vermeye çalışalım, benim nefes alışverişim gibi nefes alıp vermeyi dene lütfen" diyebilirsiniz. 
  • Panik atak yaşayan kişinin yanında durun ve siz sakinliğinizi koruyun.

Panik Atak İle Başetme Yolları Nelerdir? 

Ilk olarak zorlantı yaşadığınız durumlar ile ilgili (baş dönmesi, mide bulantısı, el/ayak titremesi, kalp hızında artış hissetme, nefes alıp vermede güçlük gibi) alanında uzman profesyonel/lere (hekim/lere) başvurmalısınız.

Yaşadığınız zorlantı durumlarının (baş dönmesi, mide bulantısı, el/ayak titremesi, kalp hızında artış hissetme, nefes alıp vermede güçlük gibi) herhangi bir fizyolojik sebebinin olmadığı bilgisinin ardından psikoterapi sürecine başlamak;

  • Panik atağın fiziksel, duygusal, davranışsal ve bilişsel belirtilerini anlamak
  • Panik atağın belirtileri ile gelişen algı problemlerini (yanlış yorumları) yeniden düzenlemek
  • Panik atağın sürmesini sağlayan tetikleyicileri keşfetmek
  • Panik atağın ortaya çıkmasına neden olan olay/ları keşfedip yeni başetme mekanizması geliştirebilmesini sağlamak.

Değerli Akademisyenlerimiz,

Öğrenci Dekanlığı bünyesindeki Psikolojik Danışmanlık Merkezimiz çatısı altında bulunan Rehberlik Danışmanlık Hizmetleri ve Bireysel Danışmanlık Hizmetleri olarak; problemlerin tespitini, anlaşılmasını, çözüm yollarının belirlenmesini ve ilgili konular hakkında stratejilerin geliştirilmesini hedeflemekteyiz.

Bu hedefler doğrultusunda üniversitemizde görev yapmakta olan akademik danışmanlarımızın, öğrencilerimizin birincil rehberlik ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmesine ve konulara daha çözüm odaklı yaklaşabilmesine yardımcı olmak amacıyla Psikolojik Danışmanlık Merkezimizce hazırlanan metni bilgilerinize sunuyoruz.

Bilindiği üzere öğrencilerimiz, sorularının/problemlerinin çözüm arayışlarında kendilerine rehber olabilmeleri için öncelikli olarak akademik danışmanların bilgi, tecrübe ve desteklerine ihtiyaç duymaktadırlar. Dolayısıyla, akademik danışmanların görev ve sorumlulukları çerçevesinde öğrencilerle kurduğu çözüm odaklı yaklaşıma dayalı iletişim, öğrencilerimiz ve akademik danışmanlarımız için önem arz ediyor.

Akademik danışmanlarımızın destek ve rehber olma süreçlerine katkı sağlayacağını düşündüğümüz bilgileri aşağıda dikkatinize sunuyoruz.

Öğrencilerin danışmak ya da destek almak istediği konunun çözümüne yönelik stratejinin akademik danışmanın görev ve sorumlulukları kapsamında olup olmadığının tespit edilmesi:

  • Danışılan soru / problemin akademik danışmanın görev ve sorumlulukları kapsamında yer alıp almadığı akademik danışman tarafından tespit edilmelidir.
  • Danışılan soru / problem akademik danışmanın görev ve sorumlulukları kapsamında ise; durumun çözüme yönelik anlaşılabilmesi için öğrenciden konuyu kapsamlı şekilde açıklaması istenmelidir.
  • Konunun detaylı ele alınması / öğrenilmesi, empatik yaklaşım ve konuya çözüm odaklı yaklaşımla konunun çözüme ulaştırılması hedeflenmelidir.
  • Öğrenciden süreç içerisinde / süreç tamamlandığında, kurum içi süreçlerin takibi ve bu süreçlerin iyileştirilmesi açısından yol gösterici olması için geri bildirim istenmelidir.
  • Önerilen çözümün öğrenciye elzem olmamakla birlikte yazılı olarak yapılması da iletişim kazalarının önüne geçilmesi, konunun hızlıca çözüme ulaştırılması ve öğrencinin çözümü kavrayabilmesi açısından önemlidir. Ek olarak öğrencilerin hocalarımıza ulaşma kanalları, konunun ele alınışı (e-mail yolu, ofis araması, ofis görüşmesi vb.) akademik danışmanlarımızın uygun gördüğü şartlar ve koşullar içerisinde kendi inisiyatiflerindedir.
  • Danışılan soru/ problem akademik danışmanımızın görev ve sorumlulukları kapsamında değilse; öğrenci ilgili kişi ya da birime yönlendirilmelidir. (Öğrenci Dekanlığı, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, Mali İşler Daire Başkanlığı, Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Kariyer ve Mezunlar Ofisi, Staj Koordinatörlüğü vb.)

Akademik danışmanlarımızın öğrencilerde gözlemleyebileceği motivasyonel problemler, üniversite yaşamına uyum ve adaptasyon problemleri, iletişim problemleri, zaman yönetimi problemleri, psikopatolojik durumlar (depresyon, anksiyete, panik atak, yas süreci, kendine zarar verme davranışı vb.) gibi durumların anlaşılması sonrasında öğrenci PDM'ye ya da revire yönlendirilmelidir.

Saygılarımızla

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi

Tanımadığım Biriyle Odamı  Nasıl Paylaşacağım?

Bugüne kadar ailenizle yaşamış olabilirsiniz ya da yatılı okul da kalmış olabilirsiniz, her ne şekilde olursa olsun yeni bir oda arkadaşı ile yaşamaya başlamak biraz kaygı yaratabilir. Bunun hayatınızda size çok farklı tecrübeler katacak bir deneyim olacağını unutmayın. Bu broşür sizin için yeni olan bu süreci kolaylaştırabilmek amacıyla hazırlanmıştır.

Oda arkadaşınızın sizin en iyi arkadaşınız olması gerekmez fakat aynı odayı paylaşan kişiler olarak birbirinizin haklarına saygılı olmanız gerekmektedir. Unutmayın ilişki kurmak emek vermektir ve zaman alan bir süreçtir. Yaşanabilecek olası problemlerden en dikkat edilmesi gereken şey oda arkadaşınız ile yaşayacağınız  olası çatışmalardır. Kişilerarası çatışmayı başlatan sebeplerden birisi oda arkadaşınızın olay ve durumlar karşısında sizin gibi düşünmesini ve davranmasını beklemeniz yönündeki aldatıcı düşünce şeklidir. İnsanların farklı karakter özellikleri olduğunu kendinize hatırlatın. Unutmayın, oda arkadaşınız sizden farklı değerlere sahip olabilir, farklı bir kültürden geliyor olabilir ve sizin doğrularınız her zaman karşınızdakinin  doğru olmayabilir.  

Oda Arkadaşınızı Nasıl Tanımaya Başlarsınız?

Odanızı paylaşacağınız kişiyi tanıyabilmek  için birkaç önemli hususa dikkat etmek iletişimi başlatmak ve sürdürmek için önemlidir.

Birbirinizi Tanımak:

Tanışmaya daha genel konulardan başlamayı tercih etmek genellikle en uygun olan iletişim başlangıcıdır, yeni tanıştığımız kişi ile  özel konulara hızlı bir giriş yapmak rahatsızlık verici olabilir. Bu yüzden öncelikle şu sorularla tanışmaya başlayabilirsiniz;

  • Adın ne?
  • Nerden geliyorsun?
  • Geldiğin yer nasıl bir şehir?
  • Hangi bölümde okuyacaksın/ okuyorsun?
  • En sevdiğin film hangisi?
  • En sevdiğin kitap hangisi?
  • Doğum günün ne zaman?
  • Ne tür müzikten hoşlanırsın?
  • Bu yaz neler yaptın?
  • Burada olmak nasıl bir duygu?
  • Ailende kimler var? gibi...

Yurt Hayatından Beklentilerinizi Paylaşın:

Birbirinizle tanıştıktan sonra birlikte yaşamakla ilgili beklentilerinizi konuşmak ve hatta belli kuralları oluşturmak oda arkadaşınızla olan iletişiminiz için iyi olacaktır. Bu kuralları ilk gün oluşturmanız gerekmez ama ilk birkaç gün içerisinde oluşturmak da fayda vardır. Yeni tanıdığınız kişi ile ortak bir fikir de buluşabilmek zorlayıcı olabilir fakat birlikte yaşarken ortaya çıkabilecek sıkıntıları aşabilmeniz için bu çok önemli bir adım olacaktır. Unutmayın, oluşturacağınız kurallar zaman içinde ortak kararınızla değiştirilebilir. Peki bu aşamada hangi konuları konuşmak gereklidir ?

  • Temizlik ve düzen
  • Ortak kullanım alanları ve eşyalar
  • Çalışma düzeni
  • Uyku düzeni
  • Ziyaretçiler
  • Günlük yaşam alışkanlıkları v.s.

Oda arkadaşınızla tamamen aynı özellikleri taşımanız mümkün değildir. Kuralları oluştururken kendi beklentilerinizden ve özen gösterdiğiniz konulardan bahsedin ancak sert/ kırıcı veya otoriter bir tavır göstermeyin. Unutulmamalıdır ki, amacınız ortak bir yaşam alanı oluşturmaktır; karşılıklı bir anlaşmaya dayalı bir iletişim, oda yaşantınız da kişisel konforunuzu  kolaylaştıracaktır. Eğer isterseniz üzerinde anlaştığınız kuralları bir kağıda yazabilirsiniz.Bu kuralları belirlemiş olmak yaşayabileceğiniz sorunları çoğunlukla önleyecektir fakat birlikte yaşadığınız dönem boyunca olası problemler çıkabilir. Peki arkadaşınızla bir sorun veya çatışma yaşadığınızda ne yapabilirisiniz? 

Oda Arkadaşınızla Konuşun: 

Yaşadığınız sorunu oda arkadaşınızla  konuşarak çözmeye çalışmak ideal olandır. Oda arkadaşınızla konuşmadan başkalarına problem aktarmak çoğunlukla  sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. Sizin ve onun için uygun olan bir zaman ve yer ayarlayarak konuşma istediğinizi dile getirebilirsiniz.

Olayın Üzerinden Zaman Geçmesine İzin Vermeyin: 

Olumlu veya olumsuz bir durumda duygunuzu arkadaşınızla hemen paylaşın. Unutmayın özellikle olumsuz duyguların üstesinden görmezden gelinerek veya yok sayılarak gelinmez ve olumsuz duygular farkında olmasak da bizi etkilemeye devam eder.

Arkadaşınızın Bütün Kişiliğine Yönelik Değil Sadece Davranışı Üzerinde Konuşun:

Arkadaşınızın bu olumsuz davranışı dışında mutlaka olumlu yanları da vardır. Bu noktadan çıkışla sadece sizi rahatsız eden olumsuz davranışı konuşun ve genellemelerden kaçının "Sen zaten hep böylesin.." yerine "Bilgisayarımı bana sormadan alman hoşuma gitmedi." cümlesini tercih edebilirsiniz.

Ben Dili Kullanın: 

Karşımızdaki insana suçlayıcı, eleştirel ve kırıcı ifadeler yerine davranışın sizin üzerinizdeki etkisinden bahsedin. "Yemekten sonra bulaşıkları yıkamıyorsun" yerine "Ben bulaşıkları yıkamadığın zaman rahatsız oluyorum" cümlesini tercih edebilirsiniz.

Olayları Onun Yönünden de Dinleyin: 

Olayı farklı anlamış ve yorumlamış olabilirsiniz. Her ne olursa olsun olayı/ durumu onun da kendisini ifade etmesini isteyerek önyargılı/ savunucu yaklaşımdan uzak birşekilde dinleyin.

Sakin Olun ve Soğukkanlılığınızı Koruyun: 

Öfkelendiğinizi fark ettiğiniz de kırıcı sözler söylemek veya yıkıcı davranışlar göstermek yerine kendinizi kontrol etmeye çalışın ve gerekirse sakinleşebilmek için  kendinize biraz zaman tanıyın. Sakinleştikten sonra gerekli konuşmaları yapmak yaşadığınız olayın çözümüne sizi daha hızlı ve rahat götürecektir.

Yardım Alın: 

Yaşadığınız sorunu oda arkadaşınızla çözebileceğinizi düşünmüyorsanız tarafsız olabilecek birisinden yardım alabilirsiniz. Yurtta yaşayabileceğiniz olası problemlerin çözümü için yurt müdürü veya yurt görevlileri sizlere yardımcı olacaktır.

Madde Nedir?  

Madde, bedenin fonksiyonlarını olumsuz etkileyen; alkol, nikotin (sigara), kafein, kokain, eroin, esrar, bonzai, ketamin, mescalin, amfetaminler ve metamfetaminler olarak bilinir. 

Madde Kullanımının Olası Nedenleri?

Madde kullanımının birden fazla nedeni olabilir. Kişinin merakını giderme arzusu, eğlenme isteği, etrafındaki kişilerin kullanması ve bir gruba ait olma isteği gibi sosyal çevre madde kullanmakta etkili olabilmektedir. Ek olarak acı veren duygu ve durumlardan kısa vadede kaçma isteği,  kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlığı, aile yapısı ve kültürel  özellikleri kişinin madde kullanmaya başlamasında ve sürdürmesinde önemli etkilere sahiptir.

Maddenin Etkileri Nelerdir?

  • Madde kullanımı çeşitli sebeplerden dolayı yaşanılan duygu ve durumdan kaçmak için başlangıçta iyi bir çözüm gibi gözükse de aslında kaygıları, yalnızlığı ve içe kapanıklılığı arttırır.
  • Kişiye anlık/geçici verdiği mutluluk, huzur ve rahatlama hissinin etkisi geçtiğinde mutsuzluk, hüzün ve kaygı gibi depresif belirtiler  yoğun bir şekilde geri gelir.
  • Madde kullanımı durumlardan bağımsız olarak kendi başına ve hızla psikolojik ve sosyal bir soruna  dönüşebilir. Madde kullanımı depresyon, kaygı bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, uyku problemleri, yeme bozuklukları ve gerçeklik kaybını (psikoz) tetikleyebilir.
  • Madde kullanımı IQ seviyesinde gerileme, hafıza sorunları, nefes darlığı, akciğer hastalıkları, gırtlak kanseri, kalp krizi ve koma gibi fizyolojik/biyolojik hasarlara neden olabilir.
  • Madde kullanımı kişinin refleks, zarar görme/verme gibi duyularını zayıflattığı için birçok kaza (trafik kazası,  kavgaya karışmak vb.) madde etkisi altında gerçekleşir.
  • Ülkemizde uyuşturucu/uyarıcı madde kullanmak ve bulundurmak,  alkollü iken araba kullanmak hukuki yaptırımlara tabidir.
  • Madde kullanımı sadece problemlerle yüzleşmeyi geciktirir. 

Bağımlı mıyım?

  1. Maddeye sahip olmaya ve kullanmaya yönelik  yoğun ihtiyaç hissetme
  2. Madde kullanımını ( doz, adet vb.) arttırma isteği
  3. Maddenin  etkilerine karşı  yoğun hassasiyet duyma 
  4. Maddenin kişinin yaşamında vazgeçilmez bir öge haline gelmesi
  5. Kişinin günlük hayat işlevselliğini ( okul, ev, iş vb.) bozacak şekilde periyodik olarak madde kulanması
  6. Kaza ve yaralanmalara neden olabilecek durumlarda (örneğin araç kullanırken) madde kullanımına karşı konulamaması bu durumun tekrar tekrar olması
  7. Kişinin madde kullanımı olmadan yaşamını sürdüremeyeceğini düşünmesi
  8. Madde kullanımının aile/ sosyal ilişkilerin bozulmasına sebep olmasına rağmen kişinin madde kullanımına devam etmesi
  9. Kişinin madde kullanımını bırakması ve/veya azaltması söz konusu olduğunda olumsuz psikolojik ve fizyolojik yoksunluk  belirtileri (titreme, uyku problemleri, yeme bozuklukları, odaklanma problemleri, öfke nöbetleri ve halüsinasyonlar) oluşabilir.

*Bu kriterlerden birkaçının varlığı söz konusu ise bağımlılıktan söz edilebilir.

Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?

" Hayır! İradesi Güçlü Olan İnsanlar Bağımlı Olmaz"

Herkes madde kullanımı sonucunda madde bağımlısı olabilir. Madde bağımlılığının irade güçlülüğü ile hiçbir ilişkisi yoktur. 

"Hayır ! Ara Sıra Madde Kullanmanın Hiçbir Zararı Olmaz"

Madde, periyodik olarak kullanılmasa bile vücuda hızlıca zarar verebilir.

 "Hayır! Madde Kullanımının Çevreye Zararı Yoktur"

Bağımlı birey, üretkeliğini kaybetmeye başlar ve topluma (aile bireyleri, arkadaşları, iş arkadaşları) karşı duyarsız davranmaya başlayabilir.  Maddeyi temin etmek için hukuki kurallara uymayabilir.

"Hayır! Ot Kullanımının Zararı Yoktur; Ot Bağımlılık Yapmaz" 

Uykusuzluk, sinirlilik ve yeme bozukluğu gibi şiddetli psikolojik yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir ve çok kuvvetli ruhsal bağımlılık oluşabilir.

"Hayır! Bir Defa Madde Kullanmanın Hiçbir Zararı Olmaz"

İlk kullanımdan sonra kişi de madde kullanmaya devam etme isteği gelişebilir. Kişi artık madde kullanımından korkmaz. 

"Hayır! Madde Kullanımı Sosyal İlişkileri Arttırır"

Madde kullanımı sosyal ilişkileri arttırmaz. Madde etkisi altındaki insanlar diğer insanlarla bilinçli olmayan bir iletişim kurar .

Nasıl Korunurum?

  • Madde kullanımına hiç başlamamak madde bağımlılığından korunmanın en doğru yoludur.
  • Madde kullanım fikir ve arzusuna  "Hayır!" demelisiniz. "Hayır" diyerek kararlarınızı kontrol etme becerinizi geliştirmiş olursunuz. "Hayır!" cevabını ver(e)meyen kişi bağımlılığın ilk adımı olan deneme teklifine karşı koyamayacaktır.
  • Madde kullanımına neden olan sosyal çevreyi düşünün. Bu tarz riskli davranış ortamlarından uzak durun.
  • Yaşadığınız duygu ve durumun farkına varın. Bu duygularla baş etmek için farklı yöntemler kullanabilirsiniz. Bu yöntemlerden birkaçı duygu(lar)/durum(lar) ile yüzleşmek, arkadaşlarınızla paylaşmak veya profesyonel bir yardım almak olabilir.
  • Madde kullanımının sizin için avantaj ve dezavantajların olduğu bir liste yaparak işe başlayabilirsiniz. Avantaj ve dezavantaj listesi maddenin size verdiği zararlar hakkında yol gösterici olacaktır.

Yukarıdaki bilgiler size yeterince yardımcı olmuyor ise bu konu ile ilgili daha fazla bilgi veya yardım almak için okulunuzdaki psikolojik danışmanlarınız veya başka bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşebilirsiniz.

Teknoloji bağımlılığı, kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşmaya yoğun ihtiyaç hissetmesi ve ulaşamadığında yoksunluk sendromu yaşadığı bir durumdur.  

Teknoloji Bağımlılığının Belirtileri Nelerdir?

  •  İnternet/teknoloji başında saatlerce zaman harcamak
  • İnternet/teknolojiyi kullanırken zamanının nasıl geçtiğini fark etmemek
  • İnternet/teknoloji kullanımı yüzünden uykusuz kalmak
  • Kişinin çevresindeki insanlara internet/teknoloji kullanımında geçirdiği zaman hakkında yanlış/yalan bilgi vermek
  • Kişinin kendisi için hazırladığı profil ile diğer insanlarla internet üzerinden iletişim kurmayı yüz yüze iletişim kurmaya tercih etmek
  • İnternette vakit geçirmek için sorumluluk ve görevleri yerine getirmemek
  • İnternette vakit harcıyorken sizi meşgul eden kişi(lere)/durum(lara) karşı sinirli ve tahammülsüz davranmak
  • İnternet başında çok fazla zaman geçirmenin yanlış olduğunu biliyor ve suçluluk duyuyorken diğer yandan da büyük bir haz almak
  • Bağımlısı olduğunuz teknolojik üründen uzak kaldığınız zaman gergin, mutsuz ve boşluktaymış gibi hissetmek
  • Gece geç saatlere kadar internet/teknoloji ürünü başında kalmak
  • İnternet/teknoloji kullanımını azaltmak isterken başarılı olamamak 

İnternet Bağımlılığının Türleri

Online ilişki/ Online sosyalleşme:
Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, tanışma siteleri vb internet sitelerinde "online " olabilmek gündelik hayat akışının doğal bir parçası haline gelse de internete giremediğinde yoğun girme isteği, merak, sinirlilik ve huzursuzluk gibi yoksunluk belirtileri gözükebilir.

Online kompülsiyonlar :

Alışveriş, kumar/bahis sitelerinde fazla vakit harcamak kişinin kişisel ve sosyal yaşantısında bozulmalar meydana getirebilir. 

Online Oyun Bağımlılığı :

İnternet oyunları oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamama, sosyal çevreden uzaklaşmak, içe kapanık olmaya başlamak, yeme ve uyku düzeninin bozulması, gerçek dünyada elde edil(e)meyen başarıyı sanal dünyada elde etmeye çalışmak gibi belirtiler gözükebilir.

İnternet/Teknoloji Bağımlılığına Bağlı Oluşan Sorunlar Nelerdir?

  • Karpal Tünel Sendromu (El bileğinde görülen uyuşma, ağrı, his kaybı gibi belirtilerin olduğu bir rahatsızlık
  • Gözlerde kuruluk, yanma, sulanma vb. şikayetler
  • Migren ağrıları,baş dönmesi
  • Sırt, bel ve boyun ağrıları
  • Yeme bozuklukları
  • Kişisel hijyeni sağlamada yetersizlik ve özbakımda düşüş
  • Uyku bozuklukları, uyku düzeninde değişiklikler
  • Akademik başarıda düşüş
  • Sosyal çevreden izole olma ile artan içe kapanıklık
  • Zaman yönetiminde başarısızlık
  • Başka aktivitelerden zevk/keyif alamama
  • Konsantrasyon ve dikkat eksikliği
  • Gerçek hayattan kopukluk (soyut hayatı benimseme)
  • Kişisel, aile ve okul/iş sorunları

İnternet Bağımlılığı İle Baş Etmek İçin Öneriler

  • İnternet/ teknoloji bağımlılığınız varsa önce bunu kabul etmeli ve inkâr etmekten kaçınmalısınız
  • Fırsat bulduğunuzda ilk yaptığınız şey internet kullanmak ise rutininizi değiştirin. Haftanın bir günü farklı bir başlangıç ile zamanınızı değerlendirmek için kendinizi motive edin
  • Gündelik yaşam aktivitelerinizi zenginleştirebilirsiniz. Spor, müzik ve sanatla ilgilenmek size çok iyi gelecektir.
  • Spor, müzik ve kulüp faaliyetlerini aşamalı olarak internet/teknoloji kullanımı ile yer değiştirin
  • Kendinize birkaç saat internet başında geçirmediğinizde çok önemli bir şey kaçırmadığınızı aslında internet başında geçirdiğiniz vakit ile dış dünyayı kaçırdığınızı kendinize hatırlatın
  • İnternet hayatınızda neden bu kadar önemli düşünün. İnternet sizin için bir şeylerle baş etme yöntemi gibi gözüküyorsa alternatif baş etme yöntemlerini değerlendirin.

Psikolojik Danışmanlık Merkezi Hizmetleri Nelerdir?

Bireysel Danışmanlık Hizmetleri: 

Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan tüm çalışmalar, gizlilik ilkesi ve etik değerler göz önünde tutularak yapılmaktadır. Bireysel görüşmelerde güvenli bir ortamda kişisel sorunlarınızı konuşabilir, danışmanınızla birlikte belirlediğiniz hedeflere ulaşmak üzere bir çalışma yürütebilir; grup çalışmalarında iç dünyanız ve kişilerle kurduğunuz ilişkileri ve yaşama biçiminizi anlamlandırabilir ve geliştirebilirsiniz. Bireysel Danışmanlık Hizmetleri aşağıda belirtilen hususlar hakkında hizmet vermektedir. 

  • Kendisini ve çevresini daha iyi tanıma,
  • Yalnızlık ve utangaçlık hisleri ile başa çıkma,
  • Kişilerarası etkili iletişim kurma,
  • Kendine güveni ve girişkenliği arttırma,
  • Stres ve kaygı ile baş etme,
  • Mesleki alanlarda kendisine bir yol çizme,
  • Motivasyon eksikliği ve her türlü durumda karar verme güçlükleri,
  • Kayıp ve yas durumları,
  • Uyku bozuklukları,
  • Depresyon, kendine ya da bir başkasına zarar verme ile ilgili düşünceler,
  • Yemek yeme, alkol ya da madde kullanımı ile ilgili problemler,
  • Uyum sorunu yaşama.

Rehberlik Danışmanlık Hizmetleri: 

Rehberlik Danışmanlık Hizmeti aşağıda belirtilen hususlar hakkında hizmet vermektedir. 

  • Birime başvuran danışan veya yakınlarına birimin amacı ve işleyişi hakkında bilgi vermek; danışan ve/ veya yakınlarıyla görüşmek ve gözlem yapmak,
  • Gelişimsel, sosyo-kültürel vb. gibi etmenlerin yaratabileceği problem alanlarını araştırarak gerekli tedbirleri alabilmek için çözüm üretmek ve Klinik/ Uzman Psikologlar ile işbirliği yaparak koruyucu çalışmalar yapmak,
  • Öğrencilerin çevreleri ile uyumlu ilişkiler ve daha verimli çalışma alışkanlıkları geliştirebilmelerine, eğitimle ilgili sorunlarını ve güçlüklerini giderebilmelerine yönelik psikolojik danışmanlık hizmetlerini sağlamak,
  • Psikolojik danışmanlık hizmetleri dahilinde öğrencilerin duygusal, sosyal, akademik ve mesleki alanlarda karşılaşabilecekleri problemlerinde kendi başlarına çözebilmeyi kolaylaştırıcı önleyici çalışmalar yapmak,
  • Öğrencilerin ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla araştırmalar yapar,
  • Gerekli durumlarda başvuran kişiyi ilgili birimlere yönlendirirler,
  • Psikolojik destek ve psiko-eğitim çalışmaları yürütürler,

Kısacası eğitim- öğretimi engelleyen tüm güncel sorunlar için destek almak isteyen öğrenciler, Psikolojik Danışmanlık Merkezi'ne başvurabilirler.

Psikolojik Danışmanlık Sürecinden Daha Fazla Verim Almanızı Sağlayacak Etmenler Nelerdir?

Psikolog/ psikolojik danışmanınızla samimi, açık ve dürüst bir ilişki kurmanız,

Görüşmelere düzenli devam etmeniz,

Görüşme dışında seanslarda konuşulanları düşünmeniz, takip etmeniz, farkına vardığınız sorunlarınız hakkında gözlem yapmanız (bazen sadece bu süreç gelişimi ve değişimi sağlayabilmektedir)

Seanslara hazırlıklı gelmeniz, seanslarda arasında sorunlarınız, görüşme konuları hakkında düşünmeniz,

Görüşmeler sürecinde kararlaştırılan ödevleri yerine getirmeniz, bu konularda yaşadığınız sıkıntıları, gelişmeleri psikolog/ psikolojik danışmanınıza aktarmanız danışmanlık sürecinize fayda sağlayacak hususlardandır.

PDM İşleyişi Hakkında Önemli Bilgiler

  • Kişi, Psikolojk Danışmanlık Merkezi'ne e-mail, telefon veya birebir gelerek başvurulabilir.
  • İlk başvuru sırasında "Başvuru Formu" doldurulur ve merkezin işleyişi ve kişinin gizlilik haklarını/ kurallarını içeren "Bilgilendirme ve Onay Formu'nu" imzalar.
  • İlk görüşme/ Değerlendirme görüşmesi için ilgili uzmanın ve başvuran kişinin program uygunluğuna göre randevu düzenlenir.
  • Görüşmeler 45 dakidadır.
  • Kişi, ilk görüşme/ değerlendirme görüşmesi sonucunda gerekli görülmesi halinde okul dışından bir Psikolog/Psikiyatriste yönlendirme yapabilir.  
  • Yönlendirilen kişinin, kliniğe/ hastaneye/ uzmana danışma sorumluluğu kendisine aittir. 
  • Kişinin sadece kendi ya da başkalarının zarar vermesi ya da hayati tehlike altında olması durumunda ilgili bilgiler (hukuk, etik ve deontolojik yaklaşımlarla paydaşların da zorunlu görmesi halinde zaman yitirmeksizin ve failin müdahale ve taleplerini gözetmeden) yetkili mercilerle paylaşılır.

Gizlilik Esasları

Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi uzmanları her türlü mesleki çalışmalarında hizmet verdikleri kişilere ilişkin olarak özel bilgileri korurlar. Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde yapılan görüşmeler hukuk, etik, gizlilik ilkesi ve deontolojik yaklaşımlarla dahilinde yapılmaktadır. Kişinin söylediği her şey, uygulanan testler ve diğer bilgiler gizli kalır, akademik kayıtlara geçmez. Kişinin bilgisi dışındaki kişilere verilmez. 

Psikolojik Danışmanlık Merkezi'ne Nasıl Başvuru Yapabilirim?

Hafta içi her gün 08:30- 17:00 saatleri arasında Sosyal Merkez'deki merkeze uğrayabilir veya telefon ve e-posta yoluyla merkeze ulaşabilirsiniz.

Telefon:

444 0799- 7306- 7307 

E-posta: 

pdm@isikun.edu.tr

gozde.ceylan@isikun.edu.tr

irem.yola@isikun.edu.tr

Hafta içi her gün 08:30- 17:00 saatleri arasında Güzel Sanatlar Fakültesi zemin kat (Z01A) 'da Klinik Uygulama ve Psikolojik Danışmanlık Merkezine uğrayabilir veya   telefon ve e-posta yoluyla merkeze ulaşabilirsiniz.

Telefon:

444 0799-6300